İzmit’in Bu Aydınlanmada Bir Parmağı Var
İzmit’in kalbinde, Saat Kulesi’nin hemen yanı başında yükselen o heykeli bilirsiniz. Kaidesinin etrafında defalarca dönmüşsünüzdür belki, adımlarınız taş döşeli meydanın ritmiyle uyum içinde.
1933’te, Cumhuriyet’in onuncu yılı şerefine yapılan Atatürk Anıtı’ndan söz ediyorum. Bronzun soğuk, ama kararlılığı yansıtan tonu, tarih ve sanatın kesiştiği noktada bir ışık gibi yükselir. Bu anıt yalnızca bir heykel değil; Cumhuriyet’in genç ruhunun, İzmit’in tarih sahnesindeki yerinin ve geleceğe uzanan kararlılığın simgesidir.
Heykeltıraş Nijat Sirel, Atatürk’ü sadece bir önder olarak değil, bir fikir taşıyıcısı, bir vizyoner olarak betimlemiştir. Anıttaki en dikkat çekici detay, Atatürk’ün ileriyi gösteren parmağıdır. Bu parmak, basit bir yön gösterme işareti değildir; cumhuriyetin hangi yöne ilerlemesi gerektiğini işaret eden, adeta bir pusula gibidir. Bir zamanlar İzmit’te, o ufak tepede toplanan kalabalıklar için bu hareket yalnızca bir işareti değil, tarihe açılan bir çağrıdır: “Burası bir durak değil, yolun başlangıcıdır.”
Cumhuriyet’in ilk on yılı, yeni bir toplumun kendi kimliğini inşa etme süreciydi. Sanat bu inşanın merkezinde yer alıyordu; çünkü sanat olmadan ne düşüncenin estetiği ne de toplumsal hafıza kalıcı olabilirdi. Tiyatro, müzik, resim ve heykel; Cumhuriyet’in her alanına yayılan bir estetik devrim vardı. İşte tam da bu nedenle, 1933’te İzmit’in en görünür yerine dikilen Atatürk heykeli yalnızca bir anıt değil, yeni devletin halka sanat aracılığıyla seslenişiydi.
Atatürk’ün İzmit’teki önemi de ayrı bir yerde durur. Cumhuriyet’in ilanına giden yolda, 1923’te İzmit’te gerçekleştirdiği basın toplantısı, yeni devletin düşünce çerçevesini çizmişti. Gazetecilere Cumhuriyet fikrini ilk kez açıkça dile getirdiği o gün, İzmit yalnızca coğrafi bir durak değil, düşünsel bir dönüm noktasıydı. Bugün anıtın önünde durup Atatürk’ün uzattığı parmağı seyrederken, o işaretin biraz da bu kente, bu meydana ait olduğunu bilmek gerekir.
Nijat Sirel’in sanat anlayışı da bu anıtın anlamını derinleştirir. Sanayi-i Nefise Mektebi’nden yetişmiş olan Sirel, Cumhuriyet’in sanatını Batı’ya dönük ama köklere sadık bir çizgide kurmayı hedeflemişti. Bursa’daki Atatürk Anıtı, Çanakkale Şehitleri Anıtı gibi eserleri, onun Cumhuriyet idealiyle yoğrulmuş sanat anlayışının izlerini taşır. İzmit Atatürk Anıtı ise özel bir yerde durur; çünkü burada, sadece o ufak tepeyi yücelten bir heykel değil, Cumhuriyet’in onuncu yıl coşkusunun taş, bronz ve forma dönüşmüş hâli vardır.
O parmak işte burada, bütün bu anlamların düğümlendiği bir detaydır. Bir liderin zafer kutlayışı gibi görünür ama aslında bir yön, bir pusuladır. Sirel’in çekiç darbelerinde yalnızca bir heykel değil, bir ideoloji, bir umut şekillenmiştir.
Fakat artık resmi törenlerin o heykelin etrafında yapılmadığını öğrendim. 1933’ten beri İzmit için tören yeri, bir buluşma ve cumhuriyeti kutsama noktası olarak kanıksanan Atatürk Anıtı’nın etrafı yalnızlaştırılmış. Bir nevi İzmit’in tarihi hafızası silikleştirilmiş, köksüzleştirilmiş.
Çok yazık.
Aslında bu anıt, tarihin sessiz tanığıdır. 1930’lu yılların İzmit’inde, sokaklarda yürüyen insanlar belki de ilk kez Cumhuriyet’in ışığını bir taş ve bronz formda gördüler. 1940’ların çocukları, aynı parmağın aydınlattığı yolu izleyerek büyüdüler. 1960’ların gençleri, o bronz gölge altında özgür düşüncenin ilk kıvılcımlarını hissettiler. İzmit’in bu meydanı, sadece geçmişin değil, geleceğin de hafızasını taşır.
Atatürk’ün İzmit’teki heykeli bize şunu hatırlatır: Cumhuriyet yalnızca bir siyasi rejim değil, aynı zamanda bir sanat eseridir. Ustalarının ellerinde şekillenen, toplumun katılımıyla büyüyen ve sürekli yeniden yorumlanan bir eser. Ve sanat, bu eserin hem hafızası hem de geleceğe uzanan parmağıdır.
İzmit’in o Saray Yokuşu’nda, bronz bir Atatürk parmağını aydınlığa uzatırken aslında hâlâ bize aynı şeyi söylüyor: “Gözlerinizi oraya çevirin. Aydınlığa, ilerlemeye, sanatla yoğrulmuş bir geleceğe…”
Kimileri de o parmağın gösterdiği hedefi hissetmememiz, görmememiz için başka başka meydanlarda “Aa kuşa bak” diyor olabilir.