REFAH RAHMETE KEPENK Mİ KAPATTIRDI?
....
Siyasi kararlar ve ilerlemeler neticesinde kamuoyundan iktidar partiye karşı tepkilerini gün geçtikçe sıklıkla duyuyoruz. En çok da tepkiler partinin cefasını çekmiş, refah seviyesi düşükken yokluk içinde mücadele verenlerden geliyor. AK Parti’nin ev ev gezmesi, dertleri dinlemesi ilk zamanlarında güçlü seçim kampanyalarından biriydi. Hala devam ediyor fakat aynı rahmet ve bereketle mi? Akıllarda büyük bir soru işareti oluşturuyor. Bir zamanlar aynı mahallenin insanı evinde aynı aş pişenler davalarını anlatmak için ev ev gezerken, ne altlarında arabalar vardı ne de kılık kıyafeti derdini anlatıp dinlemeye gittiğinden farklıydı. Çocukları aynı okula gider aynı beslenmeyi getirirdi. Eşleri aynı fabrikalarda çalışır esnaf arkadaşı olurlardı. Maddiyatlar bir olunca empati yapıp derdinden anlamak da aynı dili konuşmakta kolay oluyordu. Kişi kendinden olanla yakınlık kuruyordu. Günümüze geldiğimizde ise; işsiz gencin derdini dinlemeye liyakatsizliği kendine hak bilenler, evinde aş pişirmek için alışveriş yaparken hesap kitap yapmak zorunda kalan Ayşe ablamızın evine maaşı kadar marka eşarbı veyahut çantasıyla gelen ablamız, gençlerin olduğu meydanlara gençlerin hayalini bile kuramadığı arabaları park edilmesi yasak yerlere çeken seçim kampanyası yürütenler geliyor. Kral olmayan daha kralcı oluyor. Köyün muhtarının aksine azaları daha çok muhtarlık iddia ediyor... Gün sonunda cefasını çekenler “ Bu muydu bizim davamız?” deyip iç çekiyorlar. Cefasını çekenlerin boynunu sefasını çekenler eğdiriyor. Bir dava ak olmaktan çıkıp katran olmaya başlıyor... Son seçimlerde de görülen kayıplar diğer partilerin zaferi değil aksine iktidar partisinin rahmetini yitirmesinin sebebidir. Muhtar Hakk yolunda olduğu için cefasını çekenler de yola devam etmekte lakin sefa sürenler mide bulandırmaya gün geçtikçe devam etmektedir. Sinekte küçüktür ama mide bulandırır derler. Maya sağlam lakin süte bozuk süt ilave ettikçe yoğurt çoğalır zannederken mayası bozuk taşan yoğurt oluyor. Kokuyor, ötekileşiyor ve çöp oluyor. Belki de bir yokluk gelip tencereye eklenen bozuk sütler gitmeli az ve öz sütle tekrar mayası sağlam yoğurtlar tutmalı. Şüphesiz ki dava Hakk’tır. Hangi tencerede mayalandığı mühim değildir. Mühim olan mayanın tutmasıdır. Temennimiz de bu yöndedir.