Bir yazarın filmlere bakış açışı

21 Mayıs 2025 12:44
Kitap okumaktan film izlemeye vakit ayıramayan ben, artık bu boşluğumu da doldurmaya karar verdim ancak bir sorun var…

 Film seçimimde sorun yaşıyorum çünkü filmleri yorumlayanlar ya çok içselleştirmiş ya da filmden bir haberler… analitik bakış açısı, giriş, gelişme sonuç neredeyse yorumlar arasında kayıp…  İşte bir açık nokta daha, izlediğim filmleri kendi bakış açımla yorumlamaya başladım… Kişilere uyar ya da uymaz ancak yorumdaki gerçekler herkesin dikkatini çekecek kadar sade olsa da klişeleri yıkacak kadar derin…

Aslında bir filmden çok o malum kitabı okumuş gibi hissettim: George Orwell’ın 1984 romanındaki gibi bir “Big Brother” düzenine seyirci oldum. Devlet her yerdedir, medya, bilgi akışını sansürlemekle görevlidir. Din, milliyetçilik ve korku aracı olarak kullanılır. Gerçekçilik hayal adı altında servis edilir. Filmdeki baskıcı düzen, abartılı gibi görünse de birçok otoriter rejimdeki temel yapılarla örtüşür ve şu anın dünyasını çok net yansıtmaktadır. Totaliter rejime karşı verilen mücadele. Propaganda odaklı sansürlü medya. Farklı olanı düşmanlaştıran milliyetçilik. Salgın hastalıkla korku yayma. “Güvenlik” adı altında özgürlüklerin yok edilmesi ve konuşma hakkı elinden alınan halk!

Bahsettiğim bu film hangisi midir?

"V for Vendetta"yı anlatmam gerekirse...

Bu film bence sadece bir distopya değil, aynı zamanda toplumun kişisel uyanışının, anarşinin, popüler kültür dayatmasının, siyasi baskının, dini inançlara körü körü bağlanmanın, adaletin değil çıkarların hikâyesi. Yani hem büyük resmi –baskıcı bir rejimi– hem de bireysel dönüşümü anlatıyor. Hikâye, totaliter yönetim altında yaşayan insanların duygularını korkuyla susturan, dinsel baskıyla sindiren bir yönetimi gösteriyor bize ama asıl ilginç olan bu değil… Asıl ilginç olan, bu rejim öyle kaba kuvvetle değil, daha çok medya, din ve düzen takıntısı gibi şeylerle insanları kontrol ediyor.

Bu yönüyle çok tanıdık geliyor değil mi? Dünyanın birçok noktasında, özellikle de bugünün dünyasında siyaset değil siyasi partilere sorgusuz sualsiz teslimiyeti hatırlatıyor.

V karakteri film boyunca bir birey gibi görünse bile, aslında bir insan değil… Daha çok bir fikir, toplumun ikinci yüzünde kendine sakladığı gerçekler, aynadaki aks… V isimsiz bir kahraman gibi, hatta rüya gibi bir şey, sanki sabah kalkınca yok olacak ve bir kez daha görülmeyeceği için hatırlanmayacak gibi… Yüzü yok, geçmişi yok, kimliği belirsiz ama öfkesi çok net!

Bu filmi izleyenler bilir…

 Onu bir kahraman gibi mi izliyoruz, yoksa bir terörist mi, travmalarında kaybolan toksik bir birey mi yoksa değişimi başlatacak lider olarak mı, o da muğlak. İşte bu gri tonlar, filmi bence çok güçlü kılıyor. V şiddet kullanıyor, planlı cinayetler işliyor ama bir yandan da özgürlük, farkındalık ve direnişi savunuyor, işte ironi burada başlıyor. V kim sizce? İyi biri mi? Kötü biri mi? Kahraman mı? Suçlu mu?

“Bence V bizim aynadaki yansımamız, yüzleşmeye korktuğumuz, fikirlerden, düşüncelerden, eleştiriden, dışlanmaktan, şiddetten ürküp kendi içimize sakladığımız o kişi. Aslında devletin kendisi… V halk demek, biz demek, bizim bastırılmış, susturulmuş geleceğimiz demek…”

Evey’nin dönüşümü de çok etkileyiciydi. Yaşamak için ciddi bir amacı olmayan, sıradan hayatıyla klişe bir standarda sahip olan yurttaş… ya da içindeki farkındalığı kabullenmeyen, herkes gibi olmaya kendini şartlayan; o kişi mi?

Evey de halk bence, içindeki potansiyeli ancak kendi zarar gördüğü zaman dışarı vuran, yanı başında olan adaletsizliğe sesini çıkarmayan iç sesimiz gibi… Başta sıradan, korkmuş biriyken film ilerledikçe kendi içindeki gücü buluyor. V'nin onu zorla kendi korkularıyla yüzleştirmesi rahatsız edici olabilir ama Evey'nin sonunda gözleri açılıyor. Özellikle yağmurun altında durduğu o sahne… kelimenin tam anlamıyla yeniden doğuştu.

Ve filmin finali… herkesin V maskesi taktığı o yürüyüş. O sahne bana hep şunu düşündürüyor: Bir kişi öldürülebilir ama bir fikir öldürülemez. Cesaretin maskesini herkes takınca artık kimseyi susturamazsın. V'nin amacı buydu zaten. İnsanların diğer tüm maskelerini çıkartmasını sağlayıp asıl maskesini takmasını sağlamak, özgürlüğü… Filmin sonunda kahraman öldü ama film bitmedi… Kendi ölse bile fikri yaşamaya devam etti tıpkı şu anda bizim gelecek sisteme emanet edeceğimiz dinamiklerimiz gibi…

Dünyada iz bırakmak önemli…

Kısacası, V for Vendetta sadece politik bir isyanı değil, kişisel bir uyanışı da anlatıyor. İnsanların siyasi ve toplumsal süreçlerine bir fener tutuyor. "Korkudan kurtulmadan özgür olamazsın" diyor. Ve bence bu, her döneme uyarlanabilecek evrensel bir mesaj…

Peki gelelim: PSİKOLOJİK ANALİZ’ine!

 V karakteri: Travmatik bir kahraman

Geçmiş: V, totaliter devlet tarafından bir deney kurbanı olmuş, fiziksel ve zihinsel olarak ağır travmalar yaşamış ama bu onu şahsi nefrete, intikama yöneltmek yerine sistemin hatasını görmeye zorlamış ve sonuç olarak canı pahasına bu yanlış oluşuma savaş açmayı cesurca göğüslemiş. Film boyunca maskeyle kimliğini gizlemesi, sadece sistemden değil, benlik dağılmasından da korunma çabasıydı. Aslında onun maskesi de kendiliğiyle savaşıydı. Kendiyle yüzleşseydi hayal ettiği toplumsal savaşı bitirmeyi başaramazdı çünkü maskenin arkasındaki V insandı ama maske hayali bir savaşçıydı. Kimine göre Robin Hood, Süperman, Batman vs…

Peki psikolojik dinamikler nelerdi:

Maskeyle özdeşleşmesi. V’nin Guy Fawkes maskesiyle kurduğu kimlik, gerçek “ben”ini değil, ideolojisini temsil ediyordu. Aslında film boyunca bir atıf gerçekleşiyordu. Carl Jung’un “persona” (maske) kavramına ciddi bir bakış açısı sunuyordu. Herkesin maskesi var, kimi mutlu kimi dominant kimi pollyanna… Maskelerimiz, sosyal dünyanın baskısına karşı bir savunma zırhımızdır çünkü toplumun baskılanan sisteminde maskeyi indirdiğimiz an başlıyor asıl savaşımız… V orada yaşadıklarını sindirseydi ve korkusunu bastırsaydı bizden biri olmaya devam edecekti ama o kendi olmayı seçti. Travmanın gücüyle yeni kimliğini inşa etti. Acılarını inkâr etmeyen, aksine onları ideolojik bir araca dönüştüren bir karakter oldu ve halkın içi dolu silahına dönüşüp adaletsiz devlete doğrultuldu…

Aslında V, Victor Frankl'ın “Acı anlam yaratır” ilkesini yeniden izleyenlere ve şu andaki dünya sisteminin dayatmasına hatırlattı. Bir nevi intikam ile adaletin bulanık sınırını açığa çıkardı. V’nin şiddetli eylemleri; özgürlük mücadelesiyle intikam dürtüsü arasında gidip geldi, tıpkı şimdi devletlerin savaşa gönderdiği askerler gibi. Vatan mı, görev mi? Bu da onun ahlaki sınırlarının zaman zaman erozyona uğradığını gösterdi. Savaşta ahlakın olmadığını tüm asker gibi halk da bilir ama göz yumar… V’de milyonlar için birkaç kişiyi öldürmeyi kendine hak gördü…

Evey karakterinin Korkudan özgürlüğe dönüşümü peki?

V bir oluşumun ve sürecin somut materyaliydi ama Evey sadece kazasıydı! Kazara, o gece orada V’nin yoluna çıkmıştı. O yüzden Evey’i karakteri filmde psikolojik olarak en büyük dönüşümü geçirendi. Başta korkuyla yaşayan, sistemin baskısına boyun eğmiş “sıradan birey”ken; filmin sonunda korkularını öldürmüş ve kendi sesine kavuşmuş (halkın gizli ve sessiz kahramanı olmuş) bireyi oldu.

Eğer o da V tarafından hapsedilmeseydi ve saçları kesilmesiydi, bana dokunmayan yılan bin yaşasın demeye devam edecekti. Onun kimliğini yeniden inşa etme süreci acıyla tanışmasıyla gerçekleşti.

Filmdeki en çarpıcı anlardan biri, Evey’nin tecritte Valerie'nin mektubunu okuduğu andı. Başkasının acısıyla empati kurması, onun direncini inşa etti ama izleyiciye de şunu tekrar hatırlattı. Çevrenize bakın, görmediğiniz ne çok insani savaş var…

Evey’nin finalde V’nin yerine geçmesi, bir “ölüm” ve “yeniden doğum” metaforuydu. Peki biz ölmezden gelerek yaşamaya devam ederken, bu film bizim maskemizi sarsmaya yetti mi?

Guy Fawkes maskesi, bir birey değil bir fikir olarak direnişi temsil etti, tıpkı V’nin dediği gibi: “Korkudan özgürleşmeyen biri, seçim yapamaz.”

Kısaca bu film: Psikoloji→ Korku → travma → yeniden doğuş →Totaliter rejimin eleştirisi → fikirlerin kolektif direnişle yeniden canlanması… Özgürlük halkın içinde diyorsan, bu filme göz atabilirsin…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazarın tüm yazıları
emel durak masaüstü
lunapark
efe vinç
kaan uçar masaüstü
bemove beyza erenkaya masaüstü
noıx masaustu
X