Yazarın tüm yazıları

Mesut Şahin'in kaleminden... 'Yeter söz milletindir' sloganı

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin 2'nci cumhurbaşkanının belirleneceği 2023 seçimlerinin 14 Mayıs'ta gerçekleştirileceği açıklandı.

Başkan Erdoğan'ın ilan ettiği 14 Mayıs 2023 şimdiden Türkiye'nin en kritik günleri arasında yer aldı.

14 Mayıs'ın tarihi önemini gösteren bir diğer takvim ise 14 Mayıs 1950.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim tarihini açıkladığı konuşmasında işaret ettiği 14 Mayıs 1950'deki tarihi CHP'nin tek parti diktasının yıkıldığı seçimler olarak kayıtlara geçti.

Türkiye'de millet iradesinin sandığa yansıdığı ilk seçim olarak kayıtlara geçen 14 Mayıs 1950 genel seçimleri, 'Yeter söz milletindir' sloganıyla özdeşleşmişti.

Bugün ise, o slogan ilk olarak seçim tarihini açıklayan Erdoğan tarafından kullanıldı daha sonra muhalefet tarafından genel merkez binalarına asıldı.

Yani anlayacağınız iktidar da muhalefette aynı sloganı kullanmaya başladı.

Peki, 73 yıl sonra yeniden gündeme gelen o sloganın asıl gerçeği, söylenme sebebi neydi?

14 Mayıs 1950 seçimlerinde ne yaşandı?

14 Mayıs 1950 seçimlerinin öncesinde ve sonrasında ne olduğu genç neslin merak edilen konuları arasında yer alıyor.

Bu kritik eşiğin gençlere çok iyi anlatılması gerekiyor.

Muhalefetin samimiyetsiz açıklamaları, birbiri ile tutarsız söylemleri gerçekleri ile yer değiştirmeli…

SLOGANIN MİMARINI SÜRDÜLER…

Üzerinden yıllar geçmesine karşın eskimeyen sloganlar arasında gösterilen 'Yeter! Söz milletindir' sloganının mimarı, gerçekten de mimarlık yaparak geçimini sağlayan Selçuk Milar'ındı.

Devletin Teknik Öğretim Müsteşarlığı'nda memurluk yapan Milar, siyasal baskının hüküm sürdüğü yıllarda Demokrat Parti'nin kullanacağı slogana ve afişe cesurca imzasını atmıştı.

İlk kez 1946'da hazırlanan bu slogan, CHP’li eski Bakan Hasan Ali Yücel'in de dikkatini çekmişti.

CHP iktidarında uzun yıllar Milli Eğitim Bakanlığı yapan Yücel, Milar'ı yanına çağırarak benzer bir sloganı kendileri için bulup bulmayacağını sorar. Milar ise işini kaybetme pahasına net bir duruş sergiler.

Bu diyaloğun ardından, Mimar Selçuk Milar, Şanlıurfa'ya sürülür.

Milar o dönemki baskılara daha fazla dayanamayıp istifa metnini yönetime sunar.

Devlet memuriyetinden kovulan Selçuk Milar yıllarca serbest mimar olarak çalışır. Yıllar sonra yine bir rica üzerine dönemin başbakanı Turgut Özal'ın ricası üzerine "Yaptıklarımız, Yapacaklarımızın Teminatıdır" sloganını bulur ve afişini hazırlar.

Bugün ise, 'Yeter! Söz milletindir' diyerek sloganlaştıran Milar’ı süren ve istifa etmesine sebep olan zihniyet, utanmadan o sloganı parti binasına asıyor…

Aynı sloganı kullanma arzusu ile yanıp tutuşan muhalefet, 1950 seçimlerinde de Menderes'in  'Yeter! Söz milletindir'  demesine rağmen göz koymuş kendileri kullanmak istemiş, izin vermeyen hak sahibini ise sürmüşlerdi....

Samimiyet testi işte bu kadar basit bir olaydır…

O dönemde kendilerine karşı kullanılan YETER! Sloganını bugün utanmadan kendileri kullanmaya başladı.

Kime karşı istemedikleri lidere karşı…

Yani anlayacağınız, 1950’de milletin 27 yıllık iktidara karşı kullandığı slogan, bugün muhalefet tarafından Erdoğan karşıtlığı ile kullanılıyor..

Tekrar ediyorum, kime karşı?

2021 seçimleri itibariyle günümüze kadar milletin iradesi ile görevlendirilmiş lidere karşı..

Arada çok büyük bir fark var…

Millet ilk defa özgürce kendi iradesine ortaya koyabilme özgürlüğünü eline geçirdiğinde, CHP iktidarına son verdi…

Demokrasilerde daima söz milletindir

Erdoğan’ı 20 yıldır iktidar yapan milletimiz onun dışında herkese yeter demeye devam etti…

Erdoğan, demokrasinin tecelli etmesi ile koltuk sahibi olan bir lider.

20 yıldır muhalefetin demesiyle inseydi çoktan inerdi.

'Nankör Millet!'

O tarihlerde söz sahibi olmayan millet, tek parti faşizmine karşı YETER! Diyerek 27 yıllık CHP iktidarını devirerek oyların 4 milyon 391 bin 694'ünü alan Demokrat Parti’yi iktidar yaptı.

Menderes, seçimleri birinci sırada tamamladı…

27 yıldır iktidarda olan CHP ise, oyların yüzde 39,6'sını alarak 2'nci sırada kaldı.

Sayımların Demokrat Parti lehine ilerlediğini öğrenen İnönü, Millet Partisi (MP) siyasetçilerinin iddiasına göre köşkün camından 'Nankör Millet!' diye haykırmıştı.

Uzun süre Türkiye'nin gündeminde kalan bu ifade yıllarca konuşuldu.

İnönü'nün seçim sonrasında yaptığı açıklamalar ise, hayal kırıklığını ortaya koyan cinstendi.

Ne tesadüftür ki,  20 yıldır Erdoğan’a karşı seçimleri kaybeden muhalefette milletimize karşı aynı hakaret dilini kullandı.

Her seçim sonrası,  çomar,makarnacı,bidon kafalı,cahil vb hakaretler ile vatandaşlarımıza saldırdılar…

DARBE SONRASI CHP SAHNEDE

O dönem Türkiye'de  "beyaz devrim" olarak nitelendirildi.

20 yıldır Erdoğan’ın yönettiği içinde bulunduğumuz dönem ise, “sessiz devrim”

Menderes 10 yıl boyunca aynı Erdoğan’ın da olduğu gibi birçok baskı ve sindirme politikası ile baş başa kaldı.

Adnan Menderes'in Başbakanlık koltuğuna oturmasından itibaren ezanın serbest dille orijinal haliyle okunmasından sonra özellikle ordu içinde cunta hareketleri başladı.

Dış politikada, ekonomik ve diplomatik manada çığır açan politikalar ile ülkemizin kalkınmasın vesile olan Menderes, sandık ile iktidar olamayacaklarını anlayan zihniyeti harekete geçirdi.

Türk demokrasi tarihinin kara lekelerinden biri olan ve Türk milletinin vicdanında derin yaralar açan 27 Mayıs 1960 darbesi sonrası Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan, idam edildi.

Ve daha sonra kim iktidar oldu dersiniz?

Parlamentoyu feshettiler, Anayasayı askıya aldılar, iktidardaki Demokrat Parti'yi kapattılar, Cemal Gürsel cumhurbaşkanı oldu. Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanları, milletvekillerini, genelkurmay başkanını tutuklayan darbe yönetimi "Milli Birlik Komitesi" adıyla Türkiye’yi yönetmeye başladı.

15 Ekim 1961 seçimleri idamlardan bir ay sonra yapıldı. Seçimlere Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Millet Partisi’nin yerini alan Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) ile kapatılan Demokrat Parti'nin (DP) devamı oldukları iddiasında olan Yeni Türkiye Partisi (YTP) ve Adalet Partisi (AP) katıldı.

CHP'nin seçim dışı yollar ile iktidara gelme çabası boşa çıkmadı

Menderes'in idamından 32 gün sonra postalların gölgesinde gerçekleşen seçimler ile CHP yüzde 36.74, AP yüzde 34.80 oy aldı.

CHP cephesinde yine bir panik havası hâkimdi. Tek başına iktidar olamamıştı…

Darbe kurulunu ise büyük bir huzursuzluk kapladı.

Halk darbeye olan tepkisini oyları ile verdi.

Hiçbir parti tek başına iktidar olamadı. Bu seçimle Türkiye, tarihinde ilk kez koalisyon ile tanıştı.

*****

Anlayacağınız tarih bizler için ibret sahneleri ile doludur.

Menderes'te elde edilen başarı Erdoğan'da edilemedi.

Erdoğan, arkasına aldığı millet gücü ile iktidarını sürdürdü

14 Mayıs seçimleri sonrası da sahne aynı olacak.

Anlaşamazsak yeniden seçime gideriz diyerek bir dedği diğerinin dediği ile uyuşmayan 6'lı koalisyon tercih edilmeyecek.

Yorum yaz

Yorumu gönder

UYARI: Bu içeriğe yorum yazarak Topluluk Kuralları'nı kabul etmiş bulunuyor ve bu alana yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.