Casa Batlló’ya Nasıl Gidebilirim?
Malum İzmit büyük bir şehir. İnat edip, yürüyerek gezmek isterseniz bu şehrin size itirazı
olmaz ama yürüyüşe nereden başlayacağınız da önemli.
Nereden geleceksiniz bilmiyorum ama eğer tramvay kullanacaksanız Yeni Cuma Tramvay
Durağı’nda inin. Uğur Mumcu Parkı’nı solunuza alarak Pertev Paşa Caddesi’ne doğru
ilerleyin. Solunuzda kalan bu park, bir zamanlar daha yeşil, ağaçların gölgesinde kalarak
şehrin hengamesinden kendini kuratarabilmiş bir parktı. Minik çay bardaklarında çay
içebileceğiniz ve ara ara -eğer yoğun İstanbul yolunu aşabilirse- körfezden gelen tuzlu yosun
kokularını duyabileceğiniz bir yerdi. Şimdi pek öyle değil, neyse…
Pertev Paşa Caddesi’nden yukarıya doğru yürüyünüz. Yeni Cuma Camii’si yani bir adıyla
Pertev Mehmet Paşa Camii’si sağınızda kalacak. Bu tarihi camii, Padişah II. Selim’in veziri
olan Pertev Mehmet Paşa adına yaptırılmıştır. 1572’de başlamış inşaatına ve 1579 yılında
da tamamlanmış. Vaktiniz olursa bu tarihi yapıyı da görmek isteyebilirsiniz.
Ama siz Casa Batlló’yu görmek istediniz. Devam edelim yol tarifimize.
Pertev Paşa Caddesi’nin sonuna kadar yürüyünüz. Bitiminde bir uçtan bir uca uzanan
Cumhuriyet Caddesi’ne çıkmış olacaksınız. İzmit’i İzmit yapan her türlü insanı o caddede
yürürken görebilirsiniz. Yürüyüş Yolu olarak da anılır. Dertler, sevinçler, buluşmalar,
ayrılmalar, beklemeler… Yani İzmit insanına dair her şeyi orada bulabilirsiniz. Bir bank bulun
kendinize ve biraz oturun. Şehrin bütün doksuna temas etmiş olacaksınız.
O bankta biraz dinlendiyseniz artık hareket edebiliriz. Cumhuriyet Caddesi’nden karşıya
geçerek belediye binasına doğru ilerleyiniz. Belediye binasının hemen solunda Belsa
Plaza’yı göreceksiniz. Plazayı sağınıza alarak Alemdar Caddesi’nden yukarıya yürümeniz
gerekecek. Hem insan hem de taşıt trafiği bakımından yoğun bir caddedir ama sizi
yormayan tatlı bir eğimi vardır. Bu yol sizi İnönü Caddesi’ne çıkaracak.
İnönü Caddesi’ne çıkar çıkmaz karşınızda Cumhuriyet Parkı’nı göreceksiniz. Bu parkı
gördüğümde aklıma hep Attila İlhan’ın ‘Cumhuriyet Bahçesi’nde insanlar geziyordu’ dizesi
aklıma gelir. Emperyal Oteli şiirinde geçer bu dize, beni alır bu parka getirir her seferinde.
Otobüs duraklarının hemen arkasında kalır bu park. Casa Batlló’yu daha net görebilmek için
parkın ortasına kadar yürümelisiniz. Yüksekçe bir yere çıkmanızı tavsiye ederim.
Casa Batlló, Veli Baba Sokak ile AliBaba Sokak’ın kesiştiği yerde duruyor. Zaten
kalabalıktan, hayran hayran bakışlardan hemen anlayacaksınız. Yerlere oturmuş pek çok
genç göreceksiniz. Fotoğraf çekmek için yarışan turistler de cabası. Evi detaylı
inceleyenlerin hepsi boynu tutulmuş bir vaziyette enselerini ovalıyor olacak.
Hiç acele etmein. Gaudí’nin tasarladığı, kendine özgü renkli cephesi olan bu ünlü eserleri
izleyerek epeyce vakit geçirin derim. Yorulduğunuzda Cumhuriyet Parkı’nın içerisindeki çay
bahçesine oturup dinlenebilirsiniz.
İyi gezmeler…
Ama gerçekten iyi gezmeler demek isterdim. Sizin de tahmin ettiğiniz gibi İzmit’in içerisinde,
gerçek bilgilerden yararlanarak bir similasyon oluşturmak istedim. Similasyonu, 1852–1926
yılları arasında yaşamış İspanyol mimar Antoni Gaudí’nin Casa Batlló isimli eseri üzerine
kurguladım.
Casa Batlló, Antoni Gaudí’nin 1904–1906 yılları arasında Barselona’nın Passeig de Gràcia
caddesinde tasarladığı bir konut yapı. Bina, dalgalı cephesi, renkli seramik mozaikleri ve
kemiksi balkonlarıyla denizi ve doğayı çağrıştırdığı söylenir. Cephe tasarımı, Katalonya’nın
efsanevi azizi Aziz George’un ejderha ile savaşını simgeleyen bir hikâyeyi barındırır ve ışık,
renk ve formun uyumuyla Gaudí’nin olgun döneminin simgelerinden biri sayılır. Hatta Casa
Batlló, Unesco Dünya Mirası listesindedir ve Barselona’nın en çok ziyaret edilen sanat
yapılarından biridir.

Bu eser bir müzede değil, dağ tepelerine yapılmamış. Aksine şehrin tam orta yerinde. Bir
metro istasyonundan çıkıyorsunuz ve karşı karşıya geliyorsunuz Casa Batlló ile. Sanat şehir
ile bütünleşmiş ve milyonlarca ziyaretçi bu binayı görmek ve fotoğraflamak için dünyanın dört
bir yanından geliyor.
Bu şehrin de böyle, akın akın insan çektiği bir eseri olsun, değer görsün isterdim. Tıpkı
yazımın başında yaptığım gibi, İzmit’e özgü o eşsiz sanat eserini görmek, ziyaret etmek
isteyenler için yol tarifi yapmak büyük bir keyif olurdu.
Bir mimari eser, bir bina deyip geçmemek gerek. Hem o şehirde yaşanyaları, hem tüm dünya
insanlarını kendine çeken, bütünleştiren bir yapıt. Her şehrin böyle simgeleri, peşinden
koşulan, kendine sürükleyen kalıcı eserleri olmalı. Sadece olması da yetmez korunmalı,
kollanmalı.
Böyle de olmazsa eğer, geriye taş yığınları, beton ve duygusuz sokaklar kalıyor. Ne yazık ki…
YAZARIN DİĞER YAZILARI
- İlk Modern 15 Kasım 2025 Cumartesi
- İzmit’in Bu Aydınlanmada Bir Parmağı Var 07 Eylül 2025 Pazar
- Kocaeli Sokaklarında Don José Kol Geziyor 24 Ağustos 2025 Pazar
- Akıntılar, Aryalar ve Küller 10 Ağustos 2025 Pazar
- Seni Gidi Bencil Şey 27 Temmuz 2025 Pazar
- Dağ Görgüsü 14 Temmuz 2025 Pazartesi
- Gecenin Sonuna Yolculuk 29 Haziran 2025 Pazar
- Çimen, Karınca ve Yapay Zekâ 22 Haziran 2025 Pazar
- Esrarengiz Yasaların Düşünürleri 15 Haziran 2025 Pazar
- Orada Olmak 01 Haziran 2025 Pazar