Ülke çapında kısırlaştırma kampanyası başlatalım...

28 Mayıs 2024 10:12
...........

Elitist kesimin tüm şımarıklığına ve olayı sulandırmasına rağmen, toplumun ortak kanaatle bir önlem alınması ve çözüme kavuşturulması yönünde görüş bildirdiği köpek sorunu tartışılmaya devam ediliyor.

Ülkemizde başıboş köpek sayısı 4 milyona yakın olduğu tahmin edilmekte.

Yıl içinde 1-2 defa doğum yapabilmeleri, her seferinde ortalama 6-8 yavru doğurmaları ve sürekli yer değiştirmeleri sebebiyle yerel yönetimlerce sağlıklı kayıt tutulamamakta ve net sayı belirlenememekte.

Bilimsel verilere göre, başıboş köpeklerin çoğalmalarının kontrol altına alınabilmesi, bir sene içinde toplam sayının yüzde 70’inin kısırlaştırılması ile mümkündür.

Ancak son 5 yılda ortalama 260 bin, bir yılda en fazla 350 bin köpek kısırlaştırılabilmiş.

Bunun yanında;

Birçok ülke, ülkemize gelecek vatandaşlarına kuduz riskine ve başıboş köpeklerden kaynaklı tehlikelere karşı seyahat uyarısı yapmakta.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre, evcil hayvanlar da dahil olmak üzere 2018-2022 yılları arasında kuduz riskli temas sayısı ortalama 267 bin iken, 2023 yılında bu sayı iki katına yakın artarak 438 bine ulaşmış.

Bu tablonun insan hayatı ve sağlığı açısından ürkütücü boyutlarda olduğu aşikâr.

İçişleri Bakanlığı verilerine göre son 5 yılda hayvana çarpma ile gerçekleşen 3 bin 534 trafik kazasında 55 ölüm ve 5 bin 147 yaralanma vakası kayıtlara geçmiş. 

Şahşi düşüncemi belirtmem gerekirse, uyutulması tercihine nazaran daha bilimsel ve akılcı çözümler ile önlem alınmasından yana olduğumu söylemek isterim.

Elbette insan canından önemli hiçbir şey söz konusu dahi olamaz.

Bu konuda da hemfikiriz...

Lakin, üzerinde yaşadığımız yer yüzü biz insanların olduğu gibi hayvanlarında yaşam hakkı olduğu bir yerdir.

Sokak köpeklerinin başıboş yaşaması, gelişi güzel üremesi, yerel yöneticilerin alınması gereken önlemleri zamanında almamasından kaynaklıdır.

Popülasyonun artması, ilçe belediyelerinin görevlerini yapmaması, zamanla Büyükşehir Belediyesi tarafından verilen barınak hizmetini ve kısırlaştırma hizmetini yetersizleştirdi.

Bugün ilimizde ve ülkemizde  her belediyelerimizin kendi barınağı olsaydı, kısırlaştırma ve barınma hizmeti verseydi, belki de bugün bu sorunu konuşuyor olmazdık.

Örnek vermek gerekirse;

Türkiye’de ilk kez Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından ‘Doğal Hayatı Koruma Dairesi Başkanlığı’ kuruldu.

Burç Tabiat Parkı içinde 60 bin metrekarelik bir alan…

İçindeki 7 bin 500 metrekarelik bir alanda Tedavi ve Kısırlaştırma Merkezi, Yazıbağ’da ise 15 bin metrekare üzerine kurulu Tedavi, Kısırlaştırma ve Rehabilitasyon Merkezi var.

Köpekler, bu parkta doğal ortamlarında rehabilite ediliyor.

Alanındaki uzman görevliler tarafından sosyalleştiğine, diğer hayvanlar arasında rahatlıkla yaşayabileceğine emin olunduğunda o köpekler çip takılarak doğal ortamlarına bırakılıyor.

Gaziantep merkezinde 2014-2024 yılları arasında toplanan köpek sayısı ise 76.237. Bu köpeklerin 71 bin 53’ünün aşı ve tedavisi yapılmış 63.476’sı kısırlaştırılmış.

40.773’ü ise sahiplendirilmiş...

*****

Konu enine boyuna tüm platformlarda tartışılırken, İlimizin de yakından tanıdığı eski AK Parti İl Gençlik Kolları Başkanı ve İl yöneticisi Yusuf Akın’ın sahibi olduğu Areda Survey enket firması, toplumun sokak hayvanlarına yönelik algısını ortaya koyan bir anket sonucu yayımlandı. 

Türkiye genelinde bin 800 kişinin katıldığı ve 18-21 Nisan 2022 tarihleri arasında kantitatif araştırma yöntemlerinden CAWI tekniği ile Profil Bazlı Dijital Paneli kullanılarak  "Sokak Hayvanları" araştırması yapan Areda Survey’in anket sonuçlarına göre;

Katılımcıların yüzde 48,2'si evde hayvan beslemediğini belirtirken yüzde 35'i beslediğini, yüzde 16,8'i ise daha önceden beslediğini söylüyor.

Katılımcıların yüzde 56,3'ü, sokak hayvanlarını beslemenin mahallelinin / semt sakinlerinin sorumluluğunda olmadığını düşündüğünü ifade ederken, yüzde 43,7'si ise semt sakinlerinin sorumluluğunda olduğunu söylüyor.

Araştırmaya katılanların yüzde 49,5'i belediyelerin sokak hayvanlarına yönelik çalışmalarını yetersiz bulduğunu söylerken, yüzde 19,9'u ise yeterli bulduğunu ifade ediyor.

Öte yandan, yüzde 18,1'lik kısım ise bu konuda herhangi bir çalışma yapılmadığını dile getiriyor.

Araştırmaya göre katılımcıların yüzde 51'i sokak hayvanlarının doğal hallerine bırakılması gerektiğini düşünürken, yüzde 44,1'i hayvanların toplanarak barınaklara götürülmesi gerektiğini düşünüyor.

"Sokak hayvanları tarafından siz veya bir yakınınız herhangi bir saldırıya uğradınız mı?

 sorusuna, yüzde 33,9'luk dilim, bir yakınının saldırıya uğradığını dile getirirken, kendisinin saldırıya uğradığını söyleyenler ise yüzde 24,4 düzeyinde seyrediyor.

Araştırmaya katılanların yüzde 40,5'i insanlara saldıran köpeklerin barınaklara bırakılması gerektiğini düşünürken, yüzde 35,6'sı ise bu hayvanların rehabilite edilmesi gerektiğini savunuyor.

Yüzde 16,4'lük bir kesim saldırgan hayvanların uyutulması gerektiğini söylüyor.

Sokak hayvanlarının kısırlaştırılması gerektiğini düşünenler toplumun yüzde 67,2'sini kapsarken, kısırlaştırmayı doğru bulmayanlar ise yüzde 29,3 düzeyinde seyrediyor.

Yani özetleyecek olursak, katılımcıların %53,7'si sokak hayvanlarının tehlikeli olmadığını düşünürken, %40,5'i saldırgan köpeklerin barınaklara toplatılması gerektiğini ifade etti. Araştırmada, sokak hayvanlarının kısırlaştırılmasını çözüm olarak görenlerin oranı ise %67,2 olarak belirlendi.

Gelin hep birlikte, Belediyeler de elini taşın altına koysun, ülke çapında kısırlaştırma kampanyası başlatalım, kısırlaştırılanları da sokağa bırakmayalım. Rehebilite edelim. Sosyalleştiğine, diğer hayvanlar arasında rahatlıkla yaşayabileceğine emin olunduğumuzda doğal ortamlarına bırakalım.

Sosyalleşmeyen, saldırgan, tehlikeli ve tedavi ile salgın hastalığından kurtaramadığımız canları ise acı çektirmeden uyutma yöntemi ile  kurtarabiliriz.

Bilim insanları başta olmak üzere konunun uzmanlarının gerçekçi çözüm önerileri ve vatandaşlarımızın olayı sulandırmadan, hem insan hayatını hem de hayvanların yaşam hakkını gözeterek, ciddiye alarak desteği ile ülkemizin bu sorunun da üstesinden geleceğine inanıyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazarın tüm yazıları
X