SAKINCALI AKIMLAR
Ancak bir üzüntüm var ki paylaşmak istedim. Okulların açılmasını veliler özellikle de anneler yurt genelinde sevinçle karşılamış gibi şen şakrak videolar sosyal medyada sıkça karşımıza çıkıyor. Mutluluktan göbek atan mı istersiniz, çocuğu bir çanta gibi okulun kapısına fırlatan mı? Değişik varyasyonlarda epeyce farklı videolar izledim. Hicvin de dozunu kaçıran bu aşırı mutluluk görüntülerini bizimle beraber çocuklarımız da izliyor. Ne kadar onları bu tarz platformlardan uzak tuttuğumuzu düşünsek de ki uzak tutmaya çalışmayanlar da var, çocuklar her şeyden haberdarlar. Hele ki dönemin çocuklarının farkındalıkları çok yüksek sadece daha benciller. İşlerine geldiği gibi davranmayı tercih ediyorlar. Annelerinin beğenerek izledikleri hatta arkadaşlarıyla paylaştıkları bu görseller onların duygu dünyasında neler yaşamalarına sebep oluyor düşündük mü? Evde biz nasıl bir yük olmuşuz ki yokluğumuz bu kadar büyük mutluluk kaynağı, diye düşünmezler mi? Yaşlara göre olayı algılama ve yorumlama şekilleri farklı olacaktır. Yaşı küçük olanlar kadar büyükler de, bunun bir espri olduğunu bilseler bile üzülürler. Kim üzülmez ki evden gittiği için sevinilmesine? Geçen zamanı geri alma şansımız olmayacağından açılan yaraları da iyileştirmek için çok çaba harcamak gerekebilir. Yara olduğunu bazen anlamayız bile sonra bir gün bir yerde canı çok yandığında bakar ki içerde kanayan bir yer var. Evlâdını bile isteye üzecek tek bir anne dahi tanımıyorum. Sadece biraz daha farkında ve dikkatli olmak gerektiğinin altını çizmek istedim. Şimdi çocuğunu güle oynaya yollayan yolladı. Panzehir olarak karşılamayı daha büyük coşku ile yapalım ki evlerine her zaman koşar adım gelsinler. Evde olmam ne büyük mutluluk diye küçük kalpleri heyecanla çarpsın. Haydi bakalım Erik Dalı ile uğurlananları Ankara’nın bağları ile karşılama zamanı. Bakın yazar Diane Loomans diyor ki: “Çocuğumu tekrar büyütme şansım olsaydı, önce özsaygımı sonra evi toparlardım. Daha çok parmak boyası yapar, parmağımı daha az sallardım. Onu daha az düzeltir, daha çok bağ kurardım. Gözlerimi saatimden ayırır, gözlerimi ona ayırırdım. Bilmeyi daha az umursar ve umursamayı daha iyi bilirdim. Daha çok yürüyüşe çıkar daha çok uçurtma uçururdum. Oynarken ciddiyeti bırakır, ciddi ciddi oyun oynardım. Daha çok tarlada koşar, daha çok yıldıza bakardım. Daha çok sarılır, daha az çekiştirirdim. Palamudun içindeki meşe ağacını daha çok görürdüm. Daha az katı olur, daha çok onaylardım. Güç sevgisine daha az, sevginin gücüne daha çok model olurdum.” Bizim de mutlaka geçen her yaş için keşke şöyle yapsaydım dediğimiz tecrübelerimiz vardır. Bununla beraber çocuğunuzun yaşı kaç olursa olsun halen beraberseniz başkalarının deneyimlerinden faydalanmakta yarar var. Her ailenin dinamiği farklıdır. Hepimiz inandığımız değerler etrafında bildiğimiz ya da doğru bulduğumuz yöntemlerle çocuk yetiştiriyoruz. Ancak öyle hızlı akan bir zaman ve değişen jenerasyon ile karşı karşıyayız ki bazen bildiğimiz yollar istediğimiz sonuçlara varmıyor. İşte o yol bitmeden bir bakın bakalım başka hangi araçlar kullanılabilir? Hani belki karadan gemi yüzdürmeye çalışıyorsunuzdur da bir basit otomobille hedefe daha kolay gidilir.
- Toplam 1 yorum
SEZGİN 12:57 - 12 Eylül 2023
Yıne bır cırpıda okudum sayın üstadım maalesef sosyal medyada 3 5 cok beğeni almak ıcın yapılan absürd paylaşımlar.Güzel bir konuya değinmisiniz emeginize sağlık..
YAZARIN DİĞER YAZILARI
- KUTUPLARIN ÖTESİ 05 Ağustos 2024 Pazartesi
- CANIM KENDİMİN NARSİST DÜŞLERİ 11 Ocak 2024 Perşembe
- LGS’NİN ADALETİ 06 Haziran 2023 Salı
- SADECE BİRER YOLCUYUZ 12 Nisan 2023 Çarşamba
- GÜNCEMİZE ACI BİR TARİH DAHA EKLEDİK 15 Şubat 2023 Çarşamba
- KURBAN ROLÜ 02 Şubat 2023 Perşembe
- ALTIN TEPSİDEKİ ÇÖZÜMLER 07 Mayıs 2021 Cuma
- BİR FARKINDALIKTIR GİDİYOR 20 Nisan 2021 Salı
- ZÜLFÜYÂRA DOKUNMAZSA NE YAPSIN BİÇARE AKIL 02 Nisan 2021 Cuma
- KARANTİNA GÜNCESİ-2 12 Ekim 2020 Pazartesi