GÖZLERDEKi IŞILTI MODELi SEÇiMDEN SONRA SiMŞEĞE DÖNÜŞTÜ
14 Temmuz 2023 13:14

GÖZLERDEKi IŞILTI MODELi SEÇiMDEN SONRA SiMŞEĞE DÖNÜŞTÜ

Saadet Partisi Kocaeli İl Başkanı zafer Mutlu bugün düzenlediği basın açıklamasında “20 yıl önce olduğu gibi 8 milyar dolar için kapı kapı dilenecek hale geldiler.” Dedi.

Saadet Partisi Kocaeli İl Başkanı Zafer Mutlu bugün parti ilçe binasında basın açıklaması düzenledi. Gündeme dair konuları ele alan Mutu yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi,”Seçimde kimlere ve nerelere harcandığı bilinmeyen paraların ve müsrif devlet yönetiminin ağır faturası aziz millete kesilmeye başlandı. Maliyetin tekrar millete yüklenmesi ülke ekonomisinin sos verdiğinin en büyük göstergesidir. İki yıldır ekonomide inatla sürdürülen gözlerdeki ışıltı modelinin seçim sonrası şimşeğe dönüşerek milleti, zam ve vergi sağanağıyla rasyonel zemine çakması başka hiçbir şekilde açıklanamaz. Bakan Şimşek’in makro ekonomik istikrar, mali disiplin, deprem maliyetinin karşılanması ve dolaylı olarak da bütçe açığının kapatılması şeklinde izaha çalıştığı şey, facianın ekonomi faturasının millete çıkarılacağının itirafından başka bir şey değildir. Bu beyanat, asgari ücretlilere ve memurlara yapılan ücret artışlarının maaşlara yansımadan geri alınması operasyonudur. Bu beyanat, ücret artışı yapılmayan en düşük emekli maaşına tabi vatandaşlara ise “ne haliniz varsa görün” cezasıdır.

“20 YIL ÖNCE OLDUĞU GİBİ DİLENECEK HALE GELDİLER”

Ülkenin geçim kaynağını, üretim, sanayi, tarım ve hayvancılık değil de, vergiler, zamlar, cezalar, harçlar, imar barışları gibi kalemler oluşturursa bu milletin daha çok sıkıntı çekeceği aşikârdır. Bunlar zam konusunda Demirel’e de Özal’a da rahmet okutuyorlar.
Dolaylı vergilerin babası olan KDV’deki artışlar, özellikle temizlik ürünlerindeki %12 lik artış, seçim zaferinin bedeli ve faturası olarak bu millete bu nedenle layık görülebilmiştir. Seçim sürecinde devletin kasasını boşaltanlar, şimdi milletin kesesine bu yüzden el atmışlardır.
Müthiş ekonomik büyüme, tek haneli enflasyon, sıfıra yakın faiz söylemleriyle seçime giren iktidar, “tokatçılık nasıl yapılır”, millete çok geçmeden böylece göstermiştir. Paraya ihtiyaç duyulduğunda servet sahiplerine yönelmeyi akla getirmeyenler, bir çırpıda onların vergi borçlarını sıfırlayanlar, emeklinin ve emekçinin umudunu tokatçılıkla yok etmekten geri durmamışlar, 15 Temmuz’un finansörü ilan ettikleri ülkeyi Türkiye Yüzyılının finansörü yapmaya çalışmaktan çekinmemişlerdir. Yarın meydanlara çıkıp vatan kurtaran komutan pozları verilince aziz millet susuverir zannediyorlar.
Doğalgaz rezervlerinin bizi bir üst lige taşıdığı söylenirken körfez ülkelerinin kapılarını aşındıran ülke pozisyonuyla bir alt lige düştüğümüz ilan edilmiştir. 20 yıl önce olduğu gibi 8 milyar dolar için kapı kapı dilenecek hale geldiler.

“EKONOMİK YIKIMI MİLLETE ÖDETTİRMEKTİR”

Değerli basın mensupları, 1999 depreminde geçici olarak konulan ÖTV’nin kalıcı hale gelmesini eleştirerek iktidara gelen bu zevatı muhteremler, bugün can simidi gibi ÖTV’ye sarılmışlardır. Hiç sıkılmadan KDV artışı yetmiyormuş gibi akaryakıta ÖTV artışı da yapabilmişlerdir. 2002 yılında 50 TL ile 35 litre benzin alınırken, bugün 1,8 litre benzin alınabilmesi, 2010 yılında asgari ücretli 340 ay çalıştığında bir daire alabilirken, şimdi 3 asır çalışması zorunluluğu bu iktidarın ekonomi politikalarının paspas olması anlamına gelmektedir. Çünkü tek adam sisteminin hemen her politikasında çelişkiler, zikzaklar, yanıltmalar rutin halini almış, bu çelişkilerinden mahcubiyet duymak gibi bir erdemi sergilemek maalesef hasretle aranır olmuştur. Değerli basın mensupları, milleti perişan eden bu modelde tasarrufun uğramadığı, israfın doludizgin yol aldığı yerler de elbette vardır. Mesela Cumhurbaşkanlığı için 2023 bütçesinde öngörülen 6,6 Milyar TL’nin 4 Milyar TL’si ilk 5 ayda tüketilebilmiş, sarayın ve koruma biriminin günlük maliyeti 26 Milyon TL’ye ulaşmıştır. Bu bir günlük harcamanın tam 2773 emekli maaşına tekabül etmesi, 13 özel uçak, 3 helikopter ve onlarca makam aracıyla itibardan tasarruf yapılamayacağının adeta kanıtlanması, ekonomik yıkımın millete ödettirilmesinden başka ne olabilir? İktidara geldiklerinde tasarruf kamuflajıyla meclis lojmanlarını satanların bugünkü saray saltanatları, yozlaşmanın zirveye çıktığının göstergesi değil de nedir?


“SÜSLÜ SOKAK LAMBASI İLE MUTLU ŞEHİR OLUNABİLECEĞİ ZANNEDİLEBİLİYORSA…”


İsraf demişken bu konunun azımsanmayacak kadar yerel boyutu da olduğunu söylemeden geçmemek lazım. Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere, BİT’ler, yan şirketler ve İlçe Belediyelerinin kiralık araç sayısı birkaç binli rakamlara ulaşıyorsa, kamu kurumlarının kiralık binalarda hizmet vermesi normalleşiyorsa, 24 yıllık daha yeni sayılabilecek bir yapı olan İNTERTEKS herhangi bir teknik veri ve bilimsel rapor olmamasına rağmen yıkılabiliyorsa, Kadıköy mahallesine kapalı Pazar yeri olacağı ilanıyla işlevsiz devasa beton yığını dikiliyorsa, süslü sokak lambalarıyla mutlu şehir olunabileceği zannedilebiliyorsa yerel idarecilerin şapkalarını önlerine koyup israf icraatlarının hem bu dünyada hem de ahirette bir hesabının olacağını düşünmeleri gerekmektedir.

“BUNLAR MİLLETİN ÜZERİNE DAHA ÇOK YÜKLENECEKTİR”

sözün özü seçim öncesi “ekonominin sorumlusu benim, faiz sebep enflasyon sonuç” diyerek oy isteyen, seçim sonrası cumhuriyet tarihinin tek seferde en büyük faiz artışına imza atan Erdoğan’ın, sarayda ve yönetim katmanlarında tasarruf yerine millete fatura çıkarması gayet doğal karşılanmalıdır. Çünkü gelgitler çerçevesinde işleyen politik çizgi, Erdoğan’da ilk olmadığı gibi son da olmayacaktır. Korkumuz o dur ki bunlar milletin üzerine daha da çok yükleneceklerdir. Daha bir hafta önce ben “burada olduğum sürece İsveç Nato’ya giremez” diye efelenip, bir hafta sonra muhtemelen Büyük Ortadoğu Projesi eşbaşkanlığının bir gereği olarak yelkenleri suya indiren bir anlayış, tıpkı ekonomide olduğu gibi söz-eylem uyumsuzluğu ile devlet adamlığı güvenilirliliğine maalesef halel getirmektedir. “ dedi.

Güncelleme: 14 Temmuz 2023 13:21
BENZER HABERLER
sedat menteş
Kocaeli Beyaz Eşya Servisi
Gönül Otomotiv
X