
“Kuraklığa ve Açlığa Büyük Adım” Yasası Genel Kurul Gündeminden Geri Çekildi
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sunulan ve geçtiğimiz günlerde komisyondan geçen “Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, 24 Haziran’da Genel Kurul’da görüşülmesi beklenirken, gelen tepkiler üzerine son anda geri çekildi.
TEMA Vakfı, söz konusu teklifin çevre, toplum ve hukuk açısından ciddi riskler taşıdığını belirterek geri çekilme kararının yeterli olmadığını, teklifin tamamen iptal edilmesi gerektiğini vurguladı.
TEMA: Bu Yasa, Doğayı Koruma Değil, Yok Sayma Yasasıdır
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, yaptığı açıklamada yasa teklifinin sadece çevresel değil; sosyal, ekonomik ve hukuki alanlarda da ciddi tehditler barındırdığını söyledi. Ataç, Maden Kanunu'nun 1985 yılından bu yana 30 kez değiştirildiğini ve her seferinde madenciliği kolaylaştırırken doğa koruma önlemlerini zayıflattığını belirtti. “2004 yılında yapılan değişiklikle birlikte ormanlar, milli parklar, özel çevre koruma bölgeleri gibi birçok doğal alan madencilik faaliyetlerine açık hale geldi. ÇED süreçleri ise her düzenlemede daha da etkisizleştirildi,” diyen Ataç, bu yasa teklifinin bugüne kadar yapılan tüm değişikliklerin ötesine geçerek, doğa üzerinde daha büyük bir baskı oluşturacağını vurguladı.
Yüzde 93’ü Ruhsatlı Bir Şehir Düşünün
TEMA Vakfı'nın 2019 yılından bu yana yürüttüğü ruhsat haritası çalışmaları, durumun vahametini gözler önüne seriyor. 29 ilde yapılan araştırmaya göre, bu illerin yüz ölçümünün ortalama %67’si IV. Grup (altın, kömür, nikel vb.) maden ruhsatlarıyla kaplanmış durumda. Gümüşhane’nin %93’ü, Kütahya’nın ise %92’si bu ruhsatlara konu. Bu oranlara kum, taş ocağı, mermer gibi diğer ruhsatlar dahil bile değil. Ataç, “Doğa bir kez tahrip edildiğinde, geri dönmek on yıllar alıyor. Hatta çoğu zaman imkânsız hale geliyor” ifadelerini kullandı.
ÇED Süreçlerine Zaman Sınırı, Otomatik Onay
Teklifle birlikte, çevreye etki değerlendirmeleri için kamu kurumlarına tanınan görüş bildirme süresi 3 ayla sınırlandırılıyor. Bu süre içinde yanıt verilmezse görüş otomatik olarak olumlu sayılıyor. Tüm izin süreçlerinin Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne devredilmesi ise merkeziyetçi ve denetimsiz bir yapıyı beraberinde getiriyor. Ataç, “Bu değişikliklerle ruhsat ve izin süreçleri yatırımcı lehine hızlandırılıyor. Bu da kamu yararı, doğa koruma ve vatandaş katılımını yok sayan bir anlayışın ürünü” dedi.
Geri Çekildi Ama Tehlike Geçmedi
24 Haziran’da Meclis Genel Kurulu’na gelmesi planlanan teklif, kamuoyu baskısı ve sivil toplum kuruluşlarının yoğun tepkileriyle gündemden çekildi. Ancak uzmanlara göre bu sadece bir ara mola. Teklifin önümüzdeki günlerde revize edilerek tekrar gündeme gelmesi muhtemel.
TEMA Vakfı, teklifin yalnızca ertelenmesinin değil, tamamen geri çekilmesinin gerekliliğini savunuyor. “Toprağımızı, suyumuzu, ormanımızı, meramızı ve zeytinliklerimizi korumayan hiçbir yasa sürdürülebilir olamaz,” diyen Ataç, ekosistemlerin korunması için güçlü ve bağlayıcı yasal düzenlemeler gerektiğini vurguladı.
“Yaşamak istiyorsan yaşatacaksın”
Deniz Ataç, sözlerini TEMA Vakfı Kurucusu merhum Hayrettin Karaca’nın sözüyle tamamladı: “Yaşamak istiyorsan yaşatacaksın.”
TEMA Vakfı, doğa ve yaşam savunucularına çağrıda bulunarak bu sürecin takip edilmesi gerektiğini hatırlatıyor. Yasaların doğayı değil, şirketleri koruduğu bir ortamda, toplumun yaşam hakkı da tehlikeye giriyor.