BAŞKAN SEZER SINAVA GİREN ÖĞRENCİLERE BAŞARILAR DİLEDİ
Gölcük Belediyesi, Liseye Geçiş Sistemi Sınavı'na (LGS) giren öğrencileri yine yalnız bırakmadı.
$ Dolar 39,3584 %0,37
€ Euro 45,5622 %0,69
£ Sterlin 53,5130 %0,66
Altın $3.384,53 %-1,33
Gümüş 45,92 %0,32
Marmara Denizi, 2021 yılında büyük bir çevre felaketine yol açan müsilaj (deniz salyası) sorunu ile yeniden karşı karşıya. Kocaeli, İstanbul, Bursa ve Çanakkale kıyılarında deniz yüzeyini kaplayan müsilaj, halk sağlığı, deniz canlıları ve ekonomik faaliyetler için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Uzmanlar, alınan önlemlerin yetersiz kaldığını ve daha etkili bir mücadele gerektiğini vurguluyor.
Kocaeli’nin Karamürsel ilçesi, İstanbul’un Kınalıada sahili, Bursa’nın Gemlik Körfezi ve Çanakkale’nin Eceabat kıyılarında deniz salyası yeniden ortaya çıktı. Gözle görülür bu kirlilik, Marmara Denizi’nin ekolojik dengesinin ciddi şekilde bozulduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilajın temel nedeninin Marmara Denizi’ndeki yüksek kirlilik yükü olduğunu belirtti. 2021 yılında başlatılan 22 maddelik Marmara Denizi Eylem Planının tam anlamıyla uygulanmadığını ve beklenen etkiyi göstermediğini ifade eden Sarı, “Bakanlık bazı başarılar elde edildiğini söylüyor ancak ileri biyolojik arıtma oranındaki artış oldukça sınırlı kaldı. Bu da müsilajın neden geri döndüğünü açıklıyor” dedi.
Prof. Dr. Sarı, Marmara Denizi’ne hala evsel, sanayi ve tarımsal kaynaklı atıkların arıtılmadan bırakıldığını vurguladı. Özellikle sanayi bölgelerinden gelen kimyasal atıkların büyük oranda işlem görmeden denize karıştığını belirten Sarı, tarımsal atıklar için ise arıtma sistemlerinin neredeyse hiç bulunmadığını ifade etti. Bu durumun müsilaj oluşumunu tetikleyen en önemli etkenlerden biri olduğunu söyledi.
Müsilaj, sadece su yüzeyinde oluşturduğu kirlilikle değil, aynı zamanda deniz altı yaşamını da tehdit ediyor. Fotosentez yapan deniz bitkilerinin oksijen üretimini engelleyen müsilaj, sabit yaşayan canlıların ölümüne ve balıkların üreme alanlarının yok olmasına neden oluyor. Ayrıca gemi motorlarını tıkayarak deniz taşımacılığını, turizmi ve balıkçılığı da olumsuz etkiliyor.
Sarı, bu sorunun sadece çevresel değil, ekonomik ve sosyal boyutları da olan çok yönlü bir kriz olduğunu vurguladı:
“Deniz salyası; çevreyi, balıkçılık sektörünü, turizmi ve hatta halk sağlığını tehdit ediyor. Bu nedenle konuya tüm tarafların ortak şekilde yaklaşması gerekiyor.”
Müsilaj sorununun kalıcı şekilde çözülmesi için mevcut eylem planının eksiksiz bir biçimde hayata geçirilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Sarı, yerel yönetimler, merkezi hükümet ve sivil toplum kuruluşlarına çağrıda bulundu:,
“Tüm atıklar ileri biyolojik arıtmadan geçirilmeden Marmara Denizi’nin temizlenmesi mümkün değil. Atık deşarjı durdurulmazsa, müsilaj önümüzdeki yıllarda da Marmara’nın kaderi olmaya devam eder.”