ÇALTEPESİ’NDE TALAN VAR

01 Temmuz 2025 16:52
Rahmetli Annem’in Çal tepesi üzerine söylediği mani biçiminde bir türküsü vardı. Ahh bir kere söylemişti. Neden kayd etmedim hala pişmanlığı içindeyim.

O zamanlar Çal tepesi ve sırtları bir şenlik  alanı gibiydi. Bereketli tepe; gök mavisi keten çiçekleri. Yeşil taflan kokuları. Otlayan; koyunlar, kuzular, keçiler, yayılan “kel”(hindi)ler. Hani Bursa’da bir panorama vardır, aynısı.

Cem SEYMEN Akçakese’de konuşma yaparken can Kadriye teyzeme sormuştu: “Bu köy burada yaşamak senin için çok kıymetli” demişti teyzem cevaben demişti ki;

Gıymatlı önemli olmaz mı yavrum. 75 76 yaşındayım. Doğma büyüme buradayım ben. Eee şimdi bu buraya kurulduktan sonra biz öldük bittik. Ne malımız kalır ne canımız kalır ne çocuğumuz ne çomağımız kalır hiç buraya gelmeye gerek yok.

Seymen; “Sağlık elden gidecek.”

Kadriye teyzem: “Herşey elden gidecek. Onun kokusu işisi ne yapar düşün.

Seymen: “Burada nasıl çocukluğun vardı nasıl bir yerdi burası?

 

UYUYA UYUYA GÜT MALI

 

Kadriye teyzem: “Bizim çocukluğumuzu hele bir anlatsam. Biz çocukken 10 yaşındaydım 12 yaşındaydım sabah 7’de  dedelerimiz kaldırırdı. Hayvanları sabah elimize de şu kadar bir ekmek bu kadar da peynir hadi salarlardı öriye. Biz de sabah zaten uyuyoruz giderken ekmeklen peyniri atıverirdik yolun kenarına. Hadi gız uyuya uyuya güt malı.. Bu  yamaç birden mal olurdu. Koyunu, keli, hayvanı, o kadar kalabalıktı ki o bağırtı, o böğürtü. Sen ne konuşuyorsun. Ne kadar hane varsa o kadar hayvan vardı. 10 tane olan, onbeş, üç ne varsa millette.”

Adem: “Doğal panayır gibi olurdu

Kadriye Teyzem: “He panayır gibi o hayvanlar bir toplanırdı öğlen.  O bağırtı, o böğürtü o tokuş nereye nasıl gideceklerini şaşırırlardı.

 

BİZİM TURİSTLER BURAYA GELSİN

 

Seymen; “Diyorum ki bizim turistler Avusturya’ya, Fransa’ya; “Yaa ne kadar güzel köyler diyor. Fotoğraflar çekiliyor o inekler, o keçi sürüleri ne kadar muhteşem bir yer diyor. Ya diyorum ki kendi ülkemizin köylerini bitirdik. Böyle manzaralar yok” diyordu Cem SEYMEN.

Neden böyle manzaralar yok, Akçakese, Çal tepesi özelinde konuşalım.

İlk önce cezaevi yapıldı. Çevre köylerindeki insanlar çocuklarının, kadınlarının önlerine hayvan katıp gönderemediler. Kadriye teyzemin dediği o şenlik ortamı kayboldu. Örülerden hayvanlar, koyunlar, kuzular, hindiler çekildi. Çal tepesi ıssız kaldı.

HER ŞEY ÇALTEPESİ’NE

 

Cezaevi’ni “köpek barınağı” takip etti. Geride Balaban dağı eteklerinde iki tane taş ocağı açıldı.

Yetmedi, Kandıra GİOSB Saltıklar barajının ve de Kandıramızın su ihtiyacını karşılayan Namazgah barajının  üstüne yapıldı. GİOSB hikayesi ayrı bir köşe yazısı konusu.

 

Sonra İzmit-Kandıra otoyolu projesi gündeme geldi. Çevre köyler “Eh sonunda bize yarayacak, bize hizmet getirecek proje” dediler. Projeler yapıldı iptal edildi. Tekrar yapıldı iptal edildi. Sonunda çöp tesisisini iki yol arasına saklayacak biçimde yeni proje uyguladılar. Akçakese ve Pirceler köylerinin Çaltepesi ile ilişkilerini kestiler.

“Hem de köylüler, bu yolun çevreye hizmet için değil, asıl olarak çöp tesisi için yapıldığını düşünüyor.”

Köylü çok az bırakılmış meralarına hayvanlarını ulaştıramaz duruma geldi. Akçakese ile Çaltepesi arasına viyadük yapılabilecekken toprak dolduruldu. Su kaynaklarımızın üzerine beton kazıklar çakıldı. Hem suyumuzu kestiler hem de Çaltepesi sırtlarındaki meraya ulaşımı engellediler.

 

HAYVANLARIN DA HAKKINA EL KOYDULAR

 

Yetmedi, yemeye doymadılar. Adına ne derlerse desinler, nasıl güzellemeler yaparlarsa yapsınlar çöp tesisi yapmayı planladılar hem orman arazisine, hem meralar üzerine. Bir talan gerçekleşti. Kamusal talan. Kamu varlıklarına kamu arazilerine  kamu adına el koyan talan.

Önceki köşe yazımın konusu “Kamusal Talan’la Nasıl Mücadele Edilir?” idi. Öyle bir rastlantı demeyeceğim öyle bir tevafuk ki geçen Cuma hayatımda dinlediğim en güzel Cuma Hutbesini dinledim.

 

KAMU HAKKI DOKUNULMAZDIR

 

Beni doğrularcasına çok güzel bir hutbe, konusu; “KAMU HAKKI DOKUNULMAZDIR” idi. Beni  ne de güzel tamamladı.

O hutbede diyordu ki; Hazineye, vakıflara, derneklere, kamu kurum ve kuruluşlarına ait menkul veya gayrimenkulleri zimmete geçirmek, işgal etmek ya da vasıflarını değiştirerek gayr-i meşru kazanç sağlamak ateşten bir korla karnı doldurmaktır.

Kamu malına el koymak. Kimden gelirse gelsin ister özelden ister “kamu yararı var” deyip kamu adına tasarrufta bulunanlardan gelsin.

Çaltepesi’nde ve Akçakese’de yapılan kamu adına da  olsa “vasfını değiştirerek” ifadesi yer alıyor.

Meralar kamunun ortal malıdır. Ve kişilerin değil aynı zamanda hayvanatın da hakkıdır. Meralara ve ormanlara el koyup vasfını değiştirmek buralardan yararlanan hayvanatın da hakkına girmektir.

Yarın Çarşamba günü TBMM’de “İklim Kanunu” ve Sonrasında “Maden Kanunu” görüşmeleri var. Saat 11.00’de. Meclisimizin “Dikmen Kapısı” hani o içeriye alınmadığım kapı var ya işte orada.

Belki içeriye alırlar ama hangi içeriye? onu zaman gösterecek.

YORUMLAR
  • Toplam 1 yorum
Nilgün Uğurlu 08:20 - 03 Temmuz 2025

Hocam Kandıra'da talan var , Kandıra'da zulüm var, devamında soykırım olacak , yaşam alanlarının ortasında çöp tesisi , ekip dünyadaki en iyi denen tesisileri gezip video yayınladı , yok böyle bir zulüm.

0 Beğenmedim

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazarın tüm yazıları
emel durak masaüstü
efe vinç
kaan uçar masaüstü
bemove beyza erenkaya masaüstü
noıx masaustu
X