Bir "Ohhh" Demek Haram mı Bize
Yeni Kocaeli gazetemizi ve yazılarımı takip edenler bilir, bu yaşı boşa yaşamadık biz. Ya bizzat o günleri yaşadık ya da yaşayan birinci ağızlardan dinledik. Şimdi biz de gelecek nesillere bir faydamız olsun diye uyarı görevimizi yapıyor, bilgi birikimimizi okuyan nesillere aktarıyoruz.
Vatana görev bitmez. Hem ne derdi büyüklerimiz:
“Hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için, yarın ölecekmiş gibi de ahiret için çalışınız.” NOKTA.
Benim yıllar önceki tespitim; solun tıkanan damarları, Kürt vatandaşların mevcut iktidara destekten vazgeçip sola yakınlaşmasıyla tekrar açılmış oldu. Ülkede siyasi denge değişti, kartların yeniden dağıtılmaya başlamasına sebep oldu. İktidar, emperyalistlerle fazlaca içli dışlı olmanın ne kendilerine ne de ülkemizin demokrasisine bir fayda sağlamamasının verdiği sebeplerle yara aldı. Şimdi ayarlarına dönmeye çalışıyor bizi yönetenler.
Yıllarca, istisnalar hariç, AKP’ye limitsiz destek veren bazı Kürt vatandaşlarımız ve Cumhuriyet sevdalısı insanlar, Cumhuriyetin tek eksiğinin toprak reformu olduğunu bilir. Rahmetli Atamızın toprak reformu yapmaya ömrü yetmemesiyle başlayan adaletsiz düzen her dönem can yakmaya devam ediyor. Ve bence Cumhuriyetimizin tek eksiği de güçlü bir toprak reformunun yapılamamış olmasıdır. Bugün kanayan yaranın ana sebeplerinden, belki de en önemlisidir.
Atatürk’ün toprak reformu yapamaması ve sonradan gelen siyasi erk sahiplerinin buna öncelik vermemesi, gelen sağ iktidarların toprak ağalarının oy pazarlığına teslim olması, bize ülke olarak çok şey kaybettirdi. Menderes iktidarı ile başlayan toprak ağalığı siyaseti, babadan oğula geçen bir saltanat gibi sürüp gitti. Demokrat Parti, Adalet Partisi, Anavatan Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisi olup memleketi aynı zihniyet yıllarca yönetip durdu. Ve sonunda yok imkanlarla oluşturulan kaynaklarımızı, fabrikalarımızı, kalkınmamızı beğenmeyip “daha iyiye layığız” diyerek halktan aldıkları tek başına iktidarlarını getirdikleri noktayı tartışıyor, yaşıyoruz.
Ve olaylar biz Türk milletine hiç yakışmıyor. Bir an önce fabrika ayarlarına döneceğimiz günleri bekliyor, bir sabah haberleri açtığımızda, şafak vakti insanların alınmadığı, insanların birbirine “günaydın”, “hayırlı sabahlar” diyerek pozitif bir güne başladığı, “Ohhh” dediği o günlerin özlemi ve hasretiyle...
Siz kıymetli okurlarıma kazasız, belasız ve de depremsiz günler diliyor, saygılar sunuyorum.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
- Kocaeli Fuarına Kastınız Nedir? 13 Mayıs 2025 Salı
- Sesi duyan yok mu? 02 Mayıs 2025 Cuma
- Bu Gidişatın Sonu Felaket 17 Mart 2025 Pazartesi
- İhanetin bedeli olmaz mı sandınız? 10 Mart 2025 Pazartesi
- Gün, safları sıklaştırma zamanı Tam da bugün! 03 Mart 2025 Pazartesi
- Kıyamet kopmaz, merak etmeyin! 24 Şubat 2025 Pazartesi
- Herkes Muzdarip Ama Ses Çıkaran Yok 17 Şubat 2025 Pazartesi
- Bu Hale Düşmekte mi VAR’dı? 10 Şubat 2025 Pazartesi
- Ülkenin İhtiyaçları Bunlar, Zamanı Gelmedi mi? 03 Şubat 2025 Pazartesi
- Haklı Çıkmaktan Yorulduk 27 Ocak 2025 Pazartesi