Durdurun bu manyakları!
Yıllara dayalı şımarıklık ve saldırganlık, her iki ülke halkı fazla zarar görmeden sona erer, aklıselim devreye girer ve dünya diken üstünde yaşamaktan kurtulur, savaş son bulur.
Gelelim bugünkü duruma...
Sanki kendilerinde nükleer bomba yokmuş gibi, "sana haram, bana helal" anlayışıyla ülke millet ayırmadan kafasına göre gücü elinde bulunduranların ülkelere saldırmak için bahane üretmesi inanılmaz gibi değil. Dün kendilerinin verdiği teknolojiyi şimdi yok etme çabası, Batı’nın ne kadar çifte standartçı, ne kadar bencil, ne kadar ikiyüzlü olduğunun belgesi.
Bugünlerde İran’ın kendi vatandaşlarına yaşattığı zulmü de bahane edip “İran’a özgürlük getireceğiz” bahanesiyle üçüncü dünya savaşını zorluyor olmaları tam bir ikiyüzlülük ve felaket. Bakalım, ne yapacağı belli olmayan Trump ne yapacak? Dünyada olan savaşları bitireceğim diye gelen Trump, savaşta taraf mı olacak?
Şunu biliyoruz ki İsrail’de bir hastalıklı beyin ve kabinesi tarafından savaş şımarıkça yaşama geçirildi ve şimdilik duvara tosladı. Ama sınırlı gücü olan, iç cephesi ağır hasta olan İran devlet yönetimindeki ayrımcılık ve gönülsüz vatandaş desteğine rağmen gene de iyi dayanıyor. Ama herkes şunu bilmeli: Devlet yönetiminde çifte standart uygulamalar, baskılar, zorlamalar; devlet eliyle İran’ın yeraltı ve yerüstü değerlerinin bir gruba peşkeş çekilmesi kabul edilebilir bir durum değil. İran’daki rejimi ben de tasvip etmiyorum ve o aklın bir an önce defolup gitmesini istiyorum. Ama bu demek değil ki açlığa mahkûm ettiği insanları yardım dağıtılıyor diye bir meydana getirip, onların üzerine İsrailli keskin nişancılar eliyle ateş açtıran, katleden bir ülkenin topraklarını, değerli madenlerini çalmak ve kumarhaneler açmak için öldürmek isteyen İsrail ve son yıllarda medeniyetten, insan haklarından uzaklaşan İsrail’in her dediğine boyun eğen Amerika’nın bu ortamdan en azından galip çıkması dünya ülkeleri ve ülkemiz için hiç de iyi bir durum olmaz. Ne yapıp edip bu şer ortaklığının bir an önce defedilmesi gerektiğine inanıyorum.
Bir de bugün, dün Atatürk’ün çizdiği yoldan çıkmanın, ülkemizin sigortası olan kurumlarımızın ve arazilerimizin üç kuruşa özelleştirilmesinin, ata tohumlarımızın yasaklanıp İsrail tohumlarına mahkûm olunmasının ne denli hatalı, ne denli sakıncalı olduğunu görmeyen gözlerin bile görebileceğini düşünüyorum.
Bölgemizde yaşanan bu sonu belli olmayan savaşın bir an önce bitmesini, her iki ülkenin hastalıklı beyinlerinin tarihe karışıp halkın hür iradesiyle daha barışçı, daha özgürlükçü politikacılar eliyle bölgeye barışın, refahın ve özgürlüklerin geleceğine inanıyorum sevgili okurlarım.
SAVAŞSIZ GÜNLER DİLİYORUM.
Büyük Önder ATA’mızın “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözü rehberimiz olmalı.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
- Yeter ki bu güzel ülkemizden ve ülkümüzden vazgeçmeyelim! 14 Temmuz 2025 Pazartesi
- Böyle Olmamalıydı! 01 Temmuz 2025 Salı
- Kazın ayağı hiç öyle değil 24 Haziran 2025 Salı
- Sonun Başlangıcı: Fonlar 12 Haziran 2025 Perşembe
- Fuarı bitiremeyenler Metroya başlıyor Şakamısınız siz? 23 Mayıs 2025 Cuma
- Kocaeli Fuarına Kastınız Nedir? 13 Mayıs 2025 Salı
- Sesi duyan yok mu? 02 Mayıs 2025 Cuma
- Bir "Ohhh" Demek Haram mı Bize 25 Nisan 2025 Cuma
- Bu Gidişatın Sonu Felaket 17 Mart 2025 Pazartesi
- İhanetin bedeli olmaz mı sandınız? 10 Mart 2025 Pazartesi