Nurçin Tekeş'in kaleminden... Bana mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin?

26 Nisan 2023 15:44
Şimdi kalemler kırık, renkler soluk, eller donuk... Çizemiyoruz!

Kötü günlerden geçtik hepimiz, hep birlikte. Tek yürek, tek can olduk. O eller semaya açıldı milyonlarca kez. Şimdi yaraları sarma zamanı. Ve önümüzde çok uzun bir süreç var. Psikolojik yaralar sarılmaz, onarılmayacak milyonlarca yara var belki ama; hafifletebilir, ehlileştirebilir, daha yaşanabilir hale getirebiliriz hayatları…

    Bu amaçla sizlere bir terapi yönteminden bahsetmek istiyorum. “Sanat Terapisi.” Bu coğrafyada her birimiz hayatımızda birçok kere duymuşuzdur, “Müzik ruhun gıdasıdır.” sözünü. Peki ruha bu gıda nasıl giriş yapıyor? İşte tam olarak da bahsedeceğim bu sanat terapisiyle…

    Terapide sanatı, tipik olarak konuşmaya dayalı bir modalitenin bileşeni olarak tanımlasalar da terapi olarak sanat, sanatsal çabanın kendi içinde terapötik olduğunu öne sürer. Yani kişilerin kendini baskı altında hissetmeyeceği tedaviye uygun ortam hazırlanması buradaki ana unsurdur diyebiliriz. Öngörülen psikolojik değişim, bir sanat nesnesinin yapılmasıdır. Bu terapi yöntemi, duyguların imgelere dönüştürülmesi ve terapistle sanat nesnesi aracılığıyla iletişim kurulması yoluyla, malzemelerle fiziksel olarak ilişki kurma sürecinde gerçekleşir.

   Yapılan bir deney sonucunda ciddi bir travma ve kendine zarar verme öyküsü olan bir kişiden çoraptan bir maymun yapması istenmiştir. Bu kişi yakın gözetim altında, kunt plastik iğneler ve makaslarla çalışmıştır. Kişinin kendini kesmek yerine kumaşları kesmesi ve bunları birbirine dikmek için iğneleri kullanmaya başlamasıyla değişmiştir her şey. Belki yeni doğmuş bir bebeğin büyürken hayata adapte oluşunun öyküsü gibi, uğraştığı zanaat ile yeniden umutlanmış; onu üzen düşüncelerini tolere etmeyi başarmıştır. Bir müddet sonra ellerine sanat malzemelerini alır almaz, herkesle aynı hızda çalışmış ve üretime katılabilmiştir. Bu kişi birkaç ay sonra, zorlukla hareket edebilen ve grup içinde konuşmayan katatonik kişilik iken, kendine zarar vermeyi bırakmış ve ilgilendiği sanat dalı ile ilgili zanaat etkinliklerini sürdürmeye devam etmiştir.

    Buradaki verdiğim örnek kadar çarpıcı olsun veya olmasın sanat terapisi ile, bireylerde birçok rahatlatıcı psikolojik etkiler bırakmak mümkündür.

    Sanat terapisinden yararlanılması için kişinin öyküsüne ve yeteneğine uygun sanat terapisi yöntemleri seçilmelidir. Bu bağlamda el sanatları ile plastik sanatların tüm dallarına, tiyatro, müzik gibi sözel ve işitsel sanatlara ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak sanat terapisi sadece 'sanat ve zanaat' değildir.

    Burada biz meslek gruplarının topyekûn harekete geçmesi ve bir adım atması gerekmektedir. Anlatmaya çalıştığım sanat terapisi yöntemi, depremde psikolojik olarak zarar görmüş tüm bireylere belki ilk önce bireysel gibi görünse de sonradan kitlelerce benimsenecek toplumsal bir terapi yöntemine bilinçli bir şekilde dönüşmesine olanak sağlamak için bir çağrı olabilir. 

    Bu nedenle bilimsel bakış açısıyla bakan bir sanatçı olarak diyebilirim ki, sanatçıların, sanat terapistlerinin, psikolog ve psikiyatrların birlikte hareket ederek toplumsal psiko-sosyal sanat terapisi hareketine ortalık etmesi gerekmektedir.

     İşte belki de o zaman, gözlerdeki bir damla olmak yerine, çölde bir vaha oluruz.  İşte belki de o zaman mutluluğun resmini çizebiliriz birlikte…  

    Sanatla Atılan küçük adımların büyük umutlara yol açması dileklerimle…

                                                                      Sanatla kalın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazarın tüm yazıları
sedat menteş
Kocaeli Beyaz Eşya Servisi
Gönül Otomotiv
X