Adaletin Gölgesinde Parlayan Zafer: Bar’da Türk Çocuklarının Büyük Direnişi

Karadağ’ın sahil kenti Bar’da düzenlenen 29. Balkan Çocuklar Karate Şampiyonası, sadece bir spor mücadelesine değil, aynı zamanda bir onur ve adalet sınavına sahne oldu.

11 ülkeden 1900 sporcunun katılımıyla gerçekleştirilen bu prestijli organizasyonda, Türk sporcular tatami de sadece teknikleriyle değil, yürekleriyle de çıktı. Ancak bu mücadele ne yazık ki sadece rakiplere karşı değil, zaman zaman adaletin sarsıldığı bir düzene karşı da verildi.

Organizasyonun ilk gününden itibaren, özellikle bazı hakem kararlarında ev sahibi ülke Karadağ lehine bariz ayrıcalıklar göze çarptı. Kata ve kumite müsabakalarında objektiflikten uzak puanlamalar, kritik pozisyonlarda Karadağlı sporcuların açıkça kayırılması, müsabakanın ruhuna gölge düşürdü. Her hakemi aynı kefeye koymak elbette haksızlık olur; ancak yaşananlar, Karadağ’ın tarihte ilk kez bu kadar çok madalya kazanmasının ardında “yalnızca başarı”nın olmadığını düşündürdü.

Bu adaletsizlik yalnızca tatami de değil, saha dışında da kendini gösterdi. Türk basın mensuplarına yapılan muamele, organizasyonun tarafsızlıktan ne kadar uzaklaştığını gözler önüne serdi. Basın için masa verilmemesi, internet verilmedi, saha içinde görev yapmamız engellenmesi ve adeta salonun görünmeyen bir köşesine itilerek izole edildik, bu durum sadece meslek onuruna değil, şampiyonanın şeffaflığına da zarar verdi. Buna karşın Karadağlı basın mensuplarına en iyi alanlar ayrıldı; sahada rahatça dolaşmalarına olanak tanındı. Bu duruma itiraz ettiğimizde onlar ev sahibi cevabını aldık.

Tüm bu zorluklara rağmen, Türk karateciler örnek bir vakarla mücadelelerine devam etti. Üç gün süren şampiyona sonunda Türkiye, 14 altın, 11 gümüş ve 30 bronz olmak üzere toplam 55 madalya kazandı. Karadağ ise 15 altın madalya ile ilk sırada yer aldı. Ancak herkes biliyor ki, kürsüdeki sıralama ne olursa olsun, gerçek zafer, adaletsizlik karşısında yılmadan mücadele eden o çocuk yüreklerin oldu.

Bu tarihi başarı, Türk karatesinin ne kadar doğru bir yolda olduğunu, gençlerimizin ne denli yetenekli ve dirençli olduğunu bir kez daha kanıtladı. Türkiye, organizasyon eksikliklerine, taraflı yaklaşımlara ve göze görünmeyen engellere rağmen Balkanlar’da fırtına gibi esti.

Sevgili Türk genci, unutma ki:
Zafer yalnızca madalya ile ölçülmez. Bazen adaletsizliğe boyun eğmemek, haksızlık karşısında dimdik durmak da başlı başına bir zaferdir. Sen çalışkanlığınla, disiplininle ve onurunla mücadele ettikçe, hiçbir gölge senin ışığını söndüremez.

Ne Mutlu Türk’üm Diyene.

Yazarın tüm yazıları