BAŞI BOŞLUK SAHAYA YAKIŞMADI

Geçtiğimiz hafta sonu Şehit Polis Recep Topaloğlu Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleşen Türkiye Çocuklar Karate Şampiyonası, ilimiz için gurur verici bir organizasyondu.

Ancak bu büyük etkinliğin ardından karşılaşılan manzara, sporun disiplin ve ciddiyetine yakışmayan bir başıboşluk ve ilgisizlik örneği sergiledi.

Gelen şikayetler üzerine ertesi gün tesiste yaptığım gözlemler ve yetkililerle görüşmeler, bu üzücü tablonun sorumlusunun kim olduğu sorusunu akıllara getirdi. Suç, sahada disiplinsizce dolaşan sporcularda mı, onlara sınır koyamayan velilerde mi, yoksa saha içini kontrol etmek yerine karmaşaya göz yuman antrenörlerde miydi? Belki de temel sorun, henüz bu düzeydeki bir müsabaka kültürüne hazır olmayan genç sporcuların yeterli hazırlık yapılmadan sahaya dahil edilmesi ve onları yönlendirecek liderlerin eksikliğindeydi.

Kimseyi doğrudan suçlamak kolay olmasa da, bu karmaşada herkesin az ya da çok payı olduğu aşikar. Başarılı bir organizasyon için herkesin görevini ciddiyetle yapması gerekirken, yaşanan bu tablo hepimizi özeleştiri yapmaya davet ediyor. Organizasyonun başarısı için çabalayan ekip, Merkez Hakem Kurulu ve görevlilerin emekleri takdire şayan olsa da, sahadaki düzensizlik bu çabaların önüne geçti.

Özellikle açılış töreni öncesinde Bakan Yardımcımızın gelişi duyurulmasına rağmen araçların düzensiz park edilmesi ve anonslara rağmen müdahale edilmemesi, disiplinin en temel göstergesinin bile sağlanamadığını gösterdi. Saha içinde ise güvenlik görevlilerinin uyarılarının dikkate alınmaması, sporcuların amaçsızca dolaşması, çantaları yastık yapıp uyuyanlar, yardımcı antrenör ve velilerin serbestçe hareket etmesi tam bir kaos ortamı yarattı. Bu durum, organizasyonun saygınlığını zedelediği gibi, maçı olan sporcuların konsantrasyonunu da olumsuz etkiledi.

Tesisin adeta bir piknik alanına dönmesi ise ayrı bir üzücü boyuttu. Yere atılmış yiyecek, içecek kutuları ve çöpler, salonun değerini düşürdü. Federasyon başkanımıza kadar ulaşan şikayetler de bu durumu doğruladı. Oysa çocuklarımızı spor yapmaları ve sosyal sorumluluk kazanmaları için yönlendirmeliyiz. Onlara örnek olmamız gerekirken, davranışlarımızla kötü bir model oluşturmak büyük bir çelişkidir. Defalarca yapılan "tribünlere çıkın" uyarılarına rağmen bu çağrılara uyulmaması, sporun özüne aykırı bir tutumdur. Tribünlerde müsabaka izlemek varken saha içinde başıboş dolaşmak, spor sahalarına yakışmayan bir durumdur. Futbolda izleyiciler ücret vererek stada gelip ve hiçbir tel örgü bulunmamasına rağmen hiç kimse sahaya inmiyor. Bizde bu sahaya inmek başıboş dolaşmak çirkin görüntüye neden olmakta ve maçı olan sporcunun konsantrasyonunu bozmaktadır.

Spor sadece kazanmak değil, aynı zamanda disiplin, ahlak ve toplumsal sorumluluk demektir. Bu şampiyonada yaşananlar ise bu değerlerden uzak, üzücü anılar olarak hafızalarda yer etti. Bu yaşananlardan ders çıkarmalı ve gelecekte benzer görüntülerin yaşanmaması için hep birlikte çaba göstermeliyiz.

Bu organizasyonlar, çocuklarımızın sadece yarıştığı değil, geleceğe hazırlandığı sahnelerdir. Onlara örnek olmak, bu ortamları düzgün kullanmak ve sporun değerlerine sahip çıkmak hepimizin ortak sorumluluğudur.

Yazarın tüm yazıları